AİLE CANDIR



Yaş 8-10 
BENİM BABAM EN BÜYÜK !...
Yaş 10-12 
BENİM BABAM GALİBA YANLIŞ DA YAPABİLİR.
Yaş 16-18
BABAM BİRŞEYDEN ANLAMIYOR.
Yaş 20-24
BABAMI GÖZÜMDE FAZLA BÜYÜTMÜŞÜM GALİBA.
Yaş 30
BABAM SANIRIM DOĞRU SÖYLEMİŞ.
Yaş 40
NE AKILLI BABAM VARMIŞ.
Yaş 45-50
MEĞER BABAM HER ŞEYİ BİLİRMİŞ, YAZIK, KIYMETİNİ BİLEMEDİM...

Sosyal medyada da sık dolaşan bir yazıyı paylaştım yukarıda. İnsanlar küçük yaşlarda anne ve babalarına süper kahraman rolü biçip, onların her şeyin en iyisini bildiğini ve yapabileceğini düşünürken, yaş büyüdükçe kendini ön plana çıkarır. Bundan dolayı da kendinden başkasının doğruyu bilemeyeceğini, kendisi için en iyisini kendinin bileceğini düşünerek onları ikinci plana atar ve yavaş yavaş ailesinden kopmaya başlar.

İnsan için hatalar da tam bu zamanda başlar. Elbette özgür irademiz vardır, elbette kendimiz için, hayatımızı şekillendirecek kararlar almak hakkımızdır. Ancak hayatın tecrübesizliğiyle, kimseyi dinlemeden atacağımız adımlar hata payımızı daha da artırır. “Tecrübe hayatta yediğimiz kazıkların bileşkesidir” diye bir laf vardır. Ama akıllı insan başkalarının tecrübelerinden de ders çıkarır. Böylelikle onların karşılaştığı zorluklarla karşılaşmadan, tamiri mümkün olmayacak hasarlarla uğraşmadan tecrübe sahibi olabilir.

Aile bireyleri de işte bu noktada sözü kulak ardı edilmemesi gerekenler kategorisinden devreye giriyor. Çünkü insanın hayatta en sağlam dayanak noktası ailesidir. Anne, baba, abi, abla, kardeş vs… insanın en ihtiyaç duyduğu zamanda yanında olan, ona koşulsuz sevgi ve desteğiyle sıcaklığını hissettirenlerdir. Bazen söyledikleri tersimize gelse de biliriz ki bizim hayrımıza olmasını istediklerini bize tavsiye ederler.

İnsanın zor günlerinde sığınacağı bir tane limanı varsa bu da aile bireyleridir. Onları bazen arkadaşlarımız için bazen başka sebeplerle kırarız. Ancak insanın elindeyken değerini bilmediği şey için, elinden gittikten sonra hayıflanması hiçbir şey ifade etmez…

Ailemizden uzaklaşmak yerine; sevincimizi, hüznümüzü, sorunlarımızı vs… onlarla paylaşalım. Belki de “kızarlar bana” diye düşünürken, onların seni bağrına basarak, sevincinle sevinip, sorununa çözüm aradıklarını göreceksin…

Hadi… Denemeden bilemezsin…